DİĞER
gecegil, akşamcıl, göğengin, ormancıl, hiçyer, kıvraşım, sengil, aycivarı, alınlarkıyısı, buzışıl, buludî, biçimadeta, derindem, ışılçıyan, karanguyumru, günyabancıl, bengece, kumtanesiseyri, yerekomşu, kalpşahmerdangümüşü, tomartomur, büyükperhizarifesigözlü, vahşikanaçan, dumanağız, bengilolmuş, görguvan, kelâmoyukları, ışığsayvan, yazlayan [kar], balçıkahşap, gözoğulları/yeroğulları, şakaksıl, mânâdalı, yılberi/yılöte, gözgil...
"Ada, Her Yalnızlık Gibi, bellek çekmecelerine, bellek sandıklarına tıkıştırılanların ya da birikenlerin dökümü. Ortalığa saçış değil bu döküm; bilinç akışının yordamıyla düzenlenmiş bir anlatı bu."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Selim İleri denince benim aklıma öncelikle edebiyata dair olan her şeye açık bir yazar geliyor. 'Artık bunlar aşıldı, şimdinin edebiyatı karşısında eski metinler hiç hükmündedir' demenin kolaycılığına kaçmadan geçmişte kıymetli olabilecek her metne kulak vermeye hazır bir titizlik bu edebiyatı kuşatıyor."
Hande Özdilim, Başlangıçta, İstanbul 19380-20200 kitabı dolayısıyla Cem İleri'yle konuştu: “Sanatçının araç gereçleriyle yazarı okumak... sonra bu deneyimden elde edilen birikimle yeniden sanatçının yapıtına bakmak”.
Pangea Kitaplığı’nın ilk öykü kitabı ve ilk öykü seçkisi olan ve türün duayenleri ile edebiyatın usta isimlerini bir araya getiren İlk, İthaki Yayınları tarafından önümüzdeki günlerde yayımlanıyor. “Başlangıç” teması ekseninde kurgulanan bu bilimkurgu seçkisinin Bülent Somay tarafından yazılan sunuşunu Tadımlık olarak yayımlıyoruz.
"Bir hayli kategorik ve toptancı tespitler bunlar. Hatırı sayılır bir miktar yergi, hatta nefret dozu da taşıdıkları söylenebilir. Doğrusu bu tür tespitleri Cem Kozlu profilinde birinden duymak ilginç. Böyle sözler genellikle ya marjinalleşmiş –ve biraz kavruk– entelektüellerden, ya da toplum tarafından kenara itilmiş veya –göçmenler gibi– toplumsal bünyeye hiç alınmamış kesimlerden gelir; en azından onların dilinde ve üslubunda daha tanıdık durur."
Cem Akaş'ın bu hafta sonu yayımlanacak son kitabı Zamanın En Kısa Hali'nden kısa bir alıntıyı Tadımlık olarak sunuyoruz: "Bellek bir depo metaforuyla değil, bir deşifre mekanizması metaforuyla daha doğru anlaşılabilir..."
Otuz yıl sonrasının Türkiye’si nasıl bir yer olacak? Cevaplaması çok güç bu soruyu, Şahin Alpay ta 1991’de, Türkiye’nin önde gelen 32 simasına yöneltmiş… Bugünden bakınca cevaplar, beklentiler ve gerçekler arasındaki tezat dikkat çekici.
Selim İleri: Bir fanusun içindeyim, doğru fakat hiçbir şekilde koruma altında olduğumu söyleyemem. Hiçbirimiz söyleyemeyiz...
Necatigil’de “ev”, birçok şiirinde değil, ilk şiirlerinden başlayarak neredeyse tüm yazma serüveninde yer alır. Ev’in geçtiği açık, kapalı, örtülü, göndermeli son derece çok şiiri vardır.
Nasılsa Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar ve büyük, derin Doğu’nun yazarı Necip Fazıl var. Safiye Erol, yerli ve millî olan dâhil, hiçbir çevreye uygun bulunmuyor...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.